YAZ TATİLİNDE DERS YAPMALI MI?
Uzun ve
yorucu bir kış mevsiminden sonra çocuklar tarafından en çok beklenilen, özlem
duyulan ve bir adı da “tatil mevsimi” olan yaz aylarındayız. Çocukların çok
daha uzun saatlerini evde geçirmeye başladıkları bu dönem, çocuklar için her ne
kadar eğlenceli ve rahat olsa da anne ve babaların çeşitli sıkıntılar yaşadığı
ve cevap arayan çeşitli sorular taşıdıkları bir dönem olabiliyor. Eğer
anne-babaların her ikisi de çalışıyorsa çocukların kocaman bir yaz tatilinde
nasıl oyalanacakları, onlar yokken nasıl verimli zaman geçirecekleri gibi
konular sıkıntı kaynağı olurken, çalışmayan anneler de evde onlarla birlikte
zaman geçiren çocuklarının tatillerini en yararlı ve en geliştirici bir şekilde
nasıl değerlendireceklerini düşünürken bunalabiliyorlar. Bu iki grubun da ortak
derdi, oldukça uzun geçen bu zaman dilimini hem fiziksel hem de gelişimsel
açıdan “çocukları için en yararlı” şekilde değerlendirme isteği olsa gerek.
Bu konuda
bir çok anne ve babanın kafasını kurcalayan sorulardan biri, çocuklarının yaz
tatilinde ne kadar ders çalışmaları gerektiği, bu çalışmaların ne yönde olacağı
ve kaç saat olması gerektiği şeklindedir. Burada dikkat edilmesi gereken en
önemli nokta çocuğu sıkmadan, bazı çalışmaları oyun şekline getirerek fakat her
gün düzenli bir şekilde, süresi ve miktarı çocuğa göre ayarlanarak mutlaka
çalışılması gerektiğidir. Yaz tatili sadece deniz, güneş veya sokakta uzun
saatler oyun oynamak demek değildir. Başıboş ve çok serbest kalan çocuklar, yaz
tatilinden kendilerine bir kazanç çıkaramadıkları gibi bazı öğrenilmiş
davranışlarını da unutabilmektedir. Onun gelişiminin sürekli olduğu, bazı
kuralların, ilkelerin tatilde de uygulanması gerektiği çocuğa anlatılmalı,
onu sıkmadan ve mutlu olabileceği şekilde bir program hazırlanmalıdır. Örneğin
her gün belli bir saatte, bir saati aşmayacak bir süre için çocuk masa başına
oturtulmalı, burada sene boyunca eksik kalan veya tamamlanması gereken alanlar
çalışılmalı. Ya da yıl içinde işlenen konular tekrarlanmalıdır. Bu sürenin
sonucunda da onun mutlu olacağı bir aktivite ile tatilde olduğu unutulmadan
zaman geçirilmelidir. Kısaca verimli yaz tatillerinin sloganı “önce iş sonra
eğlence” olmalıdır.
Yaz
tatilinde çocuklar, okul döneminde yapamadıklarını yapmaya teşvik edilmeli
Çocuğun
bütün sene boyunca dersler yüzünden tüm zamanının dolduğunu, yaklaşık üç ay
gibi uzun bir sürenin de o dönemde yapmak isteyip de yapamadığı bir takım
faaliyetlere ayrılması gerektiğini unutmamak gerekir. Bunlar çeşitli hobiler,
spor etkinlikleri veya sanatsal aktiviteleri öğrenmek ve bir alanda kendini
geliştirmek olabilir. Çocuğa tatil programı yapılırken de onun istek ve
ihtiyaçları ilk sırada göz önüne alınmalıdır. Çocuğun spora mı, sanatsal
faaliyetlere mi yoksa bilimsel konulara mı ilgisi olduğu saptanıp kendisine de danışılarak
ortaklaşa uygun bir aktivite planı yapılmalıdır. Bu planlar yapılırken,
çocukların yaklaşık 3 yaşından itibaren sosyalleşmeye başladıklarını unutmayıp,
grupların içinde yer alabilecekleri, takım halinde hareket etmenin önemini
anlayabilecekleri aktivitelere öncelik tanınmalıdır.
Bazı anne ve
babaların, yaz gelince yaşadıkları bir sıkıntı da çocuklarını vermeyi
düşündükleri yaz okulları konusunda kararsızlık yaşamaları ve bir çok
alternatif arasından tercih yapamamalarıdır. Burada en önemli nokta, gidilen
yerin çocuğa ne kattığıdır. Amaç, çocuğun sadece boş vaktini geçirmek olmamalı,
ona çeşitli alanlarda gelişim imkanı yaratmalıdır. Bunu sağlamak için de
programlar detaylı bir şekilde incelenmelidir; örneğin çocukların enerjilerini,
doğru yere aktarabilecekleri spor aktiviteleri sunan, geniş imkanları olan,
deneyimli ve yeterli bir eğimci kadrosu bulunan, geniş bir yelpaze da
seçenekler sunan, grup oyunları ile sosyalleşmeyi sağlayan, sanatsal
faaliyetleri belki de çocuğun o güne kadar hiç denemediği alanları deneyip,
gelişmekte olan yaratıcılığını arttırıp, ona yepyeni ufuklar açabilen bir yer
olmalıdır.
Bütün
bunların yanı sıra, unutulmaması gereken bir diğer nokta da çocukların yaz
tatillerini “aileleriyle birlikte çok zaman geçirecekleri” bir zaman
dilimi diye tanımladıklarıdır. Bu nedenle, gün içinde çocuğa ayrılması gereken
saatler arttırılmalı ve beraber keyif alınacak aktiviteler yapılmalıdır.
Anne-babalar ve çocuklar arasındaki iletişimin artması, ilişkilerin daha sağlam
temellere oturtulması, birbirlerini daha iyi tanıma ve değişik yönlerini
keşfetme, bu tarz aktivitelerle mümkün olmaktadır. Örneklemek gerekirse de bu
aktiviteler parka gitmekten evde araba oynamaya, beraber spor yapmaya, hatta
beraber yemek yapmaya kadar değişebilir. Çalışan bir anne de günlerin
uzamasından ve çocuğun daha geç yatma saatlerinde yatmasından faydalanarak
bunları gerçekleştirebilir. Önemli olan beraber ne kadar zaman geçirildiği
değil geçirilen zamanın ne kadar kaliteli olduğudur.
Bu uzun
zaman dilimi iyi kullanılırsa hem anne-baba hem de çocuk açısından çok verimli
geçecek bir dönem olabilir. Çocuğun derslerden ve bir takım
sorumluluklardan uzaklaşıp enerjisini dünyayı tanımaya ve anlamaya
ayırabileceği bir dönemi bilinçli ve planlı bir şekilde organize etmek gelecekte
herkes açısından olumlu geri dönüş sağlayacaktır.
Sonuç
olarak, yaz tatillerinde önemle üzerinde durulması gereken noktalar şu şekilde
sıralanabilir;
Merve Soysal
Başa
Klinik Psikolog
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü
Çocuk ve Genç Bölümü